2 Ocak 2016 Cumartesi

Kendimi büyütme yolunda bir adım :)

Heyecanlıyım... Ben bu duyguyu seviyorum :) Heyecan verici şeyler yapmak doğru yolda olduğum hissini veriyor bana... Sonunda blogu açtım ve ilk yazımı yazıyorum :) Blogun isminden de anlaşılacağı üzere kendi büyüme serüvenimde karşıma çıkanları paylaşmak amacım.

Son 2 yıldır kendimce yoğun diyebileceğim, bir kişisel gelişim çalışması içinde kendimi büyütmeye çalışıyorum. Bu süreçte öğrendiklerimi ailemle, arkadaşlarımla, yakınlarımla paylaşmaktan büyük zevk aldığımı fark ettim. İnsan psikolojisi üzerinde konuşmaktan, kendi davranışlarımı ve duygularımı analiz etmekten inanılmaz keyif alıyorum.

Büyüme yolculuğumda sözel paylaşımların yanı sıra yazmanın da bana acayip keyif verdiğini fark ettim.  Defterler dolusu yazı yazdım :) Tabiki bu defterlerdekiler çoğunlukla kendi kendime yazdığım mektuplar, sitemler, teşekkürler, analizler oldu. Kendi kendine de olsa yazma eyleminin insana kattığı şeyler olduğunu gördüm. Bir kere, yazarak bir eylemin içindesin ve aslında bir üretimin. Yazmak insanı büyütüyor! Evet! Ben şahidim :)

Yani, bloguda yine kendime şifa olsun diye açtım :) Ve adım atmak, blog benim kendi kararımla ayağımı kaldırıp attığım ilk adım belkide... Şimdi yürümeye alışacağım, yürüyebildiğimi göreceğim :) Ve sonra, koşacağım farklı projelerim var :) Heyecanlıyım demiştim :)

Büyümekten kastım aslında bilinç olarak büyümek. Yani insanın kendini tanıması, kendi kararlarını alabilmesi, adım atabilmesi, kendi hayatının sorumluluğunu alabilmesi, artık dışarıyı suçlamaktan veya bahane etmekten vazgeçip elini taşın altına koyması. Büyümek, bence, öğrenmek, şaşırmak, hayret etmek, kabul etmek, yaşamak... Sonu olmayan, kolay olmayan ama çok zevkli olan bir eylem büyümek. Zayıflığımı ve gücümü aynı anda hatırlatan bir yolculuk büyümek...Üzerinde daha çoook konuşulacak birşey yani :)

Bir de blog açmak benimde hep hayalimdi... Fark ettim ki; hayalim dediğim şeyleri, hayalden ibaret sandığım zaman, hayal olarak kalıyor. Oysa neden gerçek olmasın ki? Hayallerimin kime ne zararı var ki? O yüzden artık benim hayalim gerçeklikte...

Böylece başladım bu yolculuğa...
Yazdıkça yazdıkça alışacağız birbirimize...
Şimdilik bakın keyfinize :)

Son olarak, Tanrılar Okulu'nun* özeti niteliğinde olan formülü yazmadan geçemeyeceğim;

Düş + Zaman = Gerçeklik.

Birlikte sevgiyle büyümek dileğiyle :)

*Stefano D'Anna, "Tanrılar Okulu", Sinedie Yayınları



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder